Uncharted 5: The Lost Legacy İncelemesi

Uncharted 5: The Lost Legacy’nin incelemesini buradan dinleyebilirsiniz.

Content Summary

İçerikte Uncharted’ın Nathan Drake’siz ilk oyunu Uncharted 5: The Lost Legacy’yi inceleyecek, sürpriz bozmadan düşüncelerimizi belirteceğiz.

Uncharted 4 de dahil olmak üzere Uncharted’ın bugüne kadar çıkan tüm oyunlarını burada inceledik. 2017 yılında Playstation 4 için çıkan Uncharted 5: The Lost Legacy de aslında başta Uncharted 4’ün bir genişleme paketi olarak düşünülüyordu. Ancak oyunun başarısı ve paketin öyküsünün genişliği nedeniyle yeni bir oyun olarak çıkarılmaya karar verildi.

Uncharted 5: The Lost Legacy Tanıtım Görseli

Oyuna her ne kadar tokayla kilit açma gibi yeni mekanikler ekleseler de Uncharted 5, Uncharted 4 mimarisi üzerine kurulu. Ama bu bir sorun değil. Biz oyuncular sürekli yeni mekanikler peşinde değil, iyi öykü peşindeyiz. Uncharted 4 de Uncharted’ın bugüne kadar çıkmış en iyi oyunlarından biri olduğu için bu durum oyuna olumlu yansımış. Böylece oyunun mekaniklerine alışmakta da sorun yaşamıyoruz. Güzel öyküler anlattıktan sonra keşke evreni güzel her oyun böyle işlerle devam etse.

Uncharted 5: The Lost Legacy’nin Öyküsü

Uncharted 5: The Lost Legacy, Uncharted 4’ten sonraki olayları konu alıyor. Anımsarsınız bir önceki oyunda Nathan Drake, abisi Sam Drake ile bir korsan hazinesini aramak üzere yola çıkmıştı. Sally ve Elena’mızın da öyküye dahil olmasıyla müthiş bir macera yaşamıştık. Maceradaki rakibimiz de Rafe ve Nadine tarafından yönetilen Shorline adı verilen paralı askerlere sahip bir şirketti.

Uncharted 5’te ise ilk üç oyundan tanıdığımız üzere Nathan’ın Elena’dan önceki flörtü Chloe’yi yönetiyoruz. Shorline’da işlerin kötüye gitmesi nedeniyle şirketten ayrı düşen Nadine de öykümüzde bize eşlik eden partnerimiz. Bu sefer Hindistan’da bir hazine peşindeyiz. Nathan’ın abisi Sam Drake de sonradan öykümüze etkin bir biçimde dahil oluyor. 

Nathan’sız ilk Uncharted oyunu olarak Nathan Drake’e uzaktan dokunan bir öykü anlatmaları hayli iyi bir tercih olmuş. Çünkü ana karakterin karizması üzerine kurulu böyle öykülerde yeni bir karakterle devam etmek hayli zor bir iş. Yapımcı Naughty Dog bu geçişi önceden tanıdığımız karakterlerle hayli yumuşatarak iyi bir iş kotarmış. Elbette Nathan’lı oyunlar kadar iyi değil ama gene de eli yüzü düzgün ve açık dünyada haritaya baka baka mağara aradığımız bölümler dışında aksamayan, tempolu, oyuncuyu yeni Uncharted oyunlarına hazırlayan güzel bir öykü sunuyor.

Uncharted Oynamaya Hangi Oyundan Başlamalıyım?

Uncharted 5, genel olarak başarılı. Uncharted serisini oynayanlar bu evreni yeniden deneyimleme olanağı verdiği için zaten kaçırmayacaklardır. Ancak yeni başlayacakların bu oyundan başlamasını önermem. Çünkü oyun içindeki sohbetlerde kimi zaman önceki oyunlara da gönderim var ve bu gönderimleri anlamak oyundan aldığınız lezzeti daha da artırıyor. Daha önce hiç oynamayanlar da keyif alırlar ama önceki oyunları oynamışlar kadar değil. Dolayısıyla ilk defa Uncharted oynayacaksınız 5’ten başlamak bence yanlış olur. Doğrudan kendinizi sıkıp birinci oyundan başlamalısınız. Öykü kronolojik bir biçimde ilerliyor.

Uncharted 5: The Lost Legacy Genel Değerlendirme

Oyun, Uncharted 4 mimarisi üzerine kurulu olsa da Chloe’nin tokasıyla bazı kilitleri açması için eklenen mantık muhteşem olmuş. Aynı eski Amerikan filmlerindeki kasa açma sahneleri gibi titreşimi hissederek kilit açıyorsunuz. Bu titreşim size oyun kolu aracılığıyla ulaşıyor ve dokunma duyusu da devinince inanılmaz bir atmosfer oluşuyor. Bu kilit açma olayının kimi zaman gergin bir çatışma sırasında yapılması gerekiyor. O telaşı hissetmek ve odaklanmak zorunda olmak muazzam bir deneyim. 

Chloe’nin kilit açma anlarından biri

Chloe’nin kilit açma becerisini düşman alanlarında bırakılmış bazı kasaları açmakta ve buralardan silahlar edinmekte de kullanabiliyoruz. Bu oyunda sonunda susturuculu bir silah bulmak olanaklı hale gelmiş. Ender bulunuyor ama susturucuyla sessiz ilerlemek gerçekten çok keyifli. 

Bölüm başlangıcından oyun içi bir görüntü

Tek beğenmediğim kısım, bir harita yardımıyla oyunun gelecek bölümlerinde bize gerekecek antik paraları topladığımız bölümdü. Sürekli haritaya bakıp 4×4’le oradan oraya gitmek ve bu paraların sayısının fazla olması beni biraz sıktı. Aynı durum gene Naughty Dog’un diğer yapıtı The Last of Us Part II’de de vardı. Oradaki gibi bu oyunda da elimizde haritayla açık dünyada oynadığımız bölüm fazla uzatılmış. Oysa Uncharted 4’te tam da tadındaydı.

Ayrıca oyunda eskisi gibi Nathan olmadığı için günlük de yok. Chloe çağın gerçeklerine uygun olarak notlarını telefonuna alıyor ve telefonla kimi zaman güzel manzaraların da fotoğraflarını da çekebiliyorsunuz. Ancak bu fotoğraf çekme olanağı biraz abartılmış. Turist gibi sağda solda sürekli fotoğraf çekinebilmek böyle bir oyun için pek mantıklı değil bence. 

Onun dışında, önceki oyunlardan bir adım geride olsa da oyun Uncharted sevenlerin mutlaka oynaması gereken, aynı estetik atmosfere sahip, aynı güzel deneyimi yaşatan başarılı bir yapıt olarak öne çıkıyor. 

Kaynaklar

https://oyunyorumlar.com/?s=uncharted 

https://oyunyorumlar.com/the-last-of-us

https://www.playstation.com/tr-tr/uncharted