Uncharted 4: A Thief’s End İncelemesi

Uncharted 4: A Thief’s End oyununun incelemesini buradan dinleyebilirsiniz.

İçerik Özeti

Uncharted’ın üçüncü oyunundan 5 yıl sonra çıkan ve Nathan Drake serisini tamamlayan oyun Uncharted 4: A Thief’s End’i inceleyeceğiz. 

Bir hazine avcısının yaşamını anlatan; Indiana Jones, Tomb Raider ve James Bond karışımı ögelere sahip Uncharted serisi 2007 yılında başladı. İlk oyunu Uncharted Drake’s Fortune ile geliştirici Naughty Dog’un büyük sükse yapmasını sağlayan seri, video oyunlarında öykü anlatıcılığını da bambaşka bir noktaya taşıyordu. Bunun yanında Playstation kollarına getirilen titreşim gibi özelliklerin de ilk denendiği oyun olarak teknik anlamda da yenilikler barındırıyordu.

Uncharted: 4 A Thief’s End Tanıtım Görseli

İlk oyunun yakaladığı başarının ardından 2 yıl sonra birinci oyunun oynanış mekanikleri kusursuz hale getirilerek yepyeni bir öykü anlatan Uncharted 2: Among Thieves çıkmıştı. Bu oyundan 2 yıl sonra da dönemin koşullarına göre belki de en beğenilen Uncharted oyunu olan Uncharted 3: Drake’s Deception çıkmıştı. Drake’s Deception öykü anlatımıyla, çöldeki sahneleriyle sanatsal ve teknik çıtayı o kadar yukarı çıkıyordu ki büyük satış rakamlarına ulaşması kaçınılmazdı. Öyle de olmuştu. Uncharted’ın o güne kadar çıkmış tüm oyunları Metacritic’te 85 ve üzeri puanlar alıyorlardı. 

Serinin bu başarısından hareketle Naughty Dog dördüncü oyunu geliştirmek için hemen üçüncü oyunun çıktığı sene olan 2011’de çalışmalara başlamış ancak bu çalışmalar oyunun yaratıcı yönetmeni Amy Henning ve yönetmen Justin Richmond’un 2014’te Naughty Dog’dan ayrılmasıyla sekteye uğramıştı. Yerlerine Neil Druckman ve Bruce Straley geldi. 

Neil Druckman (sağda) ve Bruce Straley’in bir fotoğrafı.

Last of Us serisini oynayanlar bu ikiliyi yakından tanırlar. Barcelona’nın Iniesta ve Xavi’li orta sahası gibidirler. Muazzam bir birlikteliktir. Keyfine doyulamayacak oyunlar çıkarırlar ortaya. Böylece Neil Druckman ve Bruce Straley kafa kafaya verir ve dördüncü oyun için tekrar kollar sıvanır. 2016’da serinin Nathan Drake’i anlatan son oyunu Uncharted 4: A Thief’s End gelir.

Uncharted 4: A Thief’s End’in Öyküsü

Uncharted serisinin içindeki aşk öyküsü, insanı yormayan, seyri en keyifli, oynaması en lezzetli aşk öykülerinden biri. Biliyorsunuz üçüncü oyunun sonunda Nathan Drake olarak bize maceralarımızda eşlik eden canım Elena’mızla evlenmeye karar vermiştik. 

Bu oyunda artık Elena’yla evliyiz ve her ne kadar kendilerine uygun olmasa, maceralarla geçirdikleri yılları özleseler de iki katlı bir evde güzel bir yaşam sürüyoruz. Ancak Nathan’a ilişkin yeni bilinmezler var. Serinin üçüncü oyununda Nathan Drake’in geçmişine gitsek de henüz açıklanmayan ve karanlıkta kalan kısımlar var. 

İşte dördüncü oyun bütün bu bilinmezlerin yanıtını veren ve Nathan’ın soyadının nereden geldiğini anladığımız oyun. Nathan Drake’in aslında yıllar önce öldüğünü sandığı bir abisinin olduğunu ve başının belada olduğunu öğreniyoruz. Karşınızda Nathan’ın abisi: Sam Drake!

Nathan Drake’in Kardeşi Sam Drake (Yahu bu adam Duman’ın solisti Kaan Tangöze’ye benzemiyor mu?)

Sam’in başını beladan kurtaracak parayı elde etmek için çocukken kardeşimizle birlikte düşlerini kurduğumuz bir korsan hazinesini ele geçirmek için yola çıkıyoruz. Bu seferki gizemli kentimiz korsanlar tarafından kurulmuş bir ütopya olan Libertalia!

Korsan ütopyası Libertalia’dan bir kare.

Sam, korsanlar konusunda Nathan’dan biraz daha deneyimli. Arada ona bir şeyler danıştığımız bile oluyor. Eşimiz Elena ve manevi abimiz Sally de öykümüze eşlik ediyor. Devamında ise eşine az rastlanır bir twist ve doyum olmayan on altı saatlik bir oyun.

Uncharted 4: A Thief’s End Genel Değerlendirme

Bir kere Uncharted 4, tamamıyla Playstation 4 için geliştirilmiş ilk Uncharted oyunu. Bu da teknik olarak geliştiricilerin elini rahatlattığından gerçekten 2022 yılında oynandığında bile çağı yakalayan, teknik anlamda hayli başarılı bir oyun. 

Serinin bu oyununda açık dünya elementleri de var ve tam tadında yerleştirilmiş. Söz gelimi artık uzun süre kullanabildiğimiz ve oyunun ilerleyişine de çekici gibi detaylarıyla hizmet eden bir 4×4’ümüz var. Özellikle volkan bölümleri geniş bir açık dünya ve keyifli bir sürüş deneyimi yaşamamızı sağlıyor.

Volkanların olduğu arazideki açık dünya ve sürüş deneyimi çok başarılı.

Oyuna getirilen diğer bir yenilik ise kanca. Nathan’ın beline asılı bir ip var ve bunu kanca olarak kullanıp ağaçlara, kirişlere asılıp sallanabiliyoruz. Bu detaylar oyunun aksiyonunun da hızlanmasını sağlamış.

Kanca ile asılıp bir yerden bir yere atlamamız ya da ip boyunca kaymamız olanaklı.

Diyalogların bir kısmı seçilebiliyor. Ancak bu oyunun genel öyküsüne çok etki etmiyor. Ben öykünün baştan sona planlanmış, hatasız kurgulusunu severim. Bu yüzden bu seçimlerin böyle bir oyunda oyunun akışına etki etmemesi beni sevindirdi. Başka tür oyunlarda elbette diyalogların oyuna etki etmesi hoşuma gider ama Uncharted için böyle bir şeyi istemem.

Oyun hakkındaki en beğendiğim bölüm ise sessiz ilerlemenin hayli gerçek ve ciddi bir seçenek olarak varlığını göstermesi. Serinin daha önceki bölümlerinde de benzer özellikler vardı ama bu oyunda sessiz ilerleme ciddi bir seçenek ve ilerlemeyi sessizce halletmek gerçekten büyük keyif. Ayrıca ilk üç oyunda yer verdikleri gerçeküstü saçmalıklara bu oyunda yer vermemeleri de çok ama çok güzel olmuş. 

Uncharted 4 için yapılmış sanat çalışmalarından biri.

Özetle, Uncharted 4: A Thief’s End oynaması çok keyifli bir başyapıt. Hemen bitmesin diye bir saat bir saat oynadığınız bir şaheser. Uzun oyun süresi ve güzel senaryosuyla Nathan Drake serisine yakışan bir final. 

Oyun içi görüntülerden biri.

Öykünün açıkta kalan bir yanı yok ve Elena ile Nathan’ın sonunu görmek de insanı tatmin ediyor. 

Naughty Dog’un en sevdiğim yönü bu. The Last of Us’ta da Uncharted’ta da böyle. Serilerini neredeyse iki nesil sürecek insan yaşantısıyla yıllara yayan bir öykü biçiminde kurguluyorlar ve bu insan gerçekliğine yaraşır bir anlatım elde etmelerini sağlıyor. Oyunların çıkış tarihleriyle de birlikte seneler süren anlatı insan yaşamının maceralarda dolu olduğunu ve olayları olgunca incelemesi gerektiğini hissettiriyor. 

Uncharted macera dolu bir oyun. Oyunu oynarken hep şunu düşündüm: Bize verilen bir tane ve biricik bir yaşamımız var. Her gün aynı şeyleri yaparak onu heba ediyoruz. Yeni yerler görmeli, yeni deneyimler elde etmeliyiz. Evet ekonomik koşullar buna engel ama 30 yaşına basmak üzere olduğum şu günlerde Youtube’dan hiç gitme olanağı bulamayacağımı düşündüğüm yerlerin videolarını izlemek beni artık üzüyor. Gitmek, görmek istiyorum. Elbette bunu oburca yapmak değil niyetim. İlgi alanlarım, mesleğim, kamuya yararı olacağını düşündüğüm işlerim var. Ama gezip görerek de bunu zenginleştirmek ve anlamlı bir yaşam sürmek istiyorum. 

Bir sonraki incelemede görüşene dek kendinize iyi bakın. 

Kaynaklar

https://uncharted.fandom.com/wiki/

https://www.metacritic.com/search/