Uncharted 3 Drake’s Deception oyunun incelemesini buradan dinleyebilirsiniz.
İçerik Özeti
Uncharted serisinin 2011 yılında çıkan üçüncü oyunu, aksiyonu bol Uncharted 3 Drake’s Deception’ı inceleyeceğiz.
Oyun Hakkında Bilgiler
Geliştirici: Naughty Dog
Yayıncı: Sony Computer Entertainment
Platform: PlayStation 3, Playstation 4
Çıkış: 1 Kasım 2011
Tür: Aksiyon-macera, üçüncü şahıs nişancı
Mod: Tek oyunculu ve çok oyunculu
Uncharted serisi; seneler önce Playstation’a özel çıkmış, Indiana Jones’a benzer aksiyon dolu hazine öyküleri anlatan unutulmaz bir video oyunu serisi. Her yeni oyunuyla yakaladığı muhteşem kurguyla Indiana Jones’tan bile iyi yönleri olan, çok katmanlı ve gittikçe derinleşen klasik bir başyapıt.
Elbette hızlı bir amerikan filmine benzeyen uncharted için klasik olma durumu edebi ve sanatsal bir durum değil ama video oyunlarıyla öykü anlatma biçimi açısından uncharted önemli bir yapı taşı.
Daha önce Evrim Ağacı‘nda da yazdım. Ben oyunların insanlığın keşfettiği yeni bir öykü anlatma aracı olduğunu düşünüyorum. El birliğiyle rezalet çevrimiçi mücadele oyunlarını bu kadar çok tüketmezsek çok daha klasik, Uncharted gibi unutulmaz oyunlarla da karşılaşacağımızdan eminim. Çünkü bu çevrimiçi birbirini vurma oyunları bu kadar popüler değilken muazzam öykülere sahip benzersiz oyunlar çıkıyordu.
Ancak tabi öykü, başı sonu olan bir şey ve oynanınca bitiyor. Oyun firmaları da öyküyü tamamlamış bir oyuncuya oyunla ilgili başka bir şey satamadığı için yirmi saat süren öykülü oyunlar yerine zaten maliyetli olan üretim süreçlerini de göz önüne alınca öyküsüz, aynı mantık üzerine kurulu tek bir oyun çıkarıp oyun içinde eklentiler satmayı ve oyundan daha fazla para kazanmayı tercih ediyorlar.
Fakat bütün bu karmaşada ve eğilimleri hızla değişen piyasada kendini bozmadan eski kafa, derinlikli öyküler sunan firmalar da var. Bunların en seçkin örneklerinden biri de Uncharted ve The Last of Us gibi unutulmaz yapıtların mucidi Naughty Dog.
Bilgisayara ve oyunlara tutkun iki sanatçı ruhlu insanın kurduğu Naughty Dog, yıllardır Playstation’a özgü çıkardığı birçok yapımla oyuncular için özel bir yere sahip. Ama bu özel yapımların ilki ve en çok ses getireni elbette Uncharted Serisi.
Daha önce burada Uncharted serisinin önceki oyunlarını incelemiştik. Bu sefer efsane anlatı dizisinin üçüncü oyunu Uncharted 3 Drake’s Deception‘ın üzerine eğileceğiz.
Uncharted serisinin en önemli yanı, her çıkan oyunun bir önceki anlatıyı genişleterek ona derinlik katması ve daha büyük bir hale getirmesi. Uncharted 3 Drake’s Deception‘da olan şey de aynısı. Yıllardır birlikte iş yapan iki mezarlık soyguncusu olmamıza rağmen Nathan Drake ve Sally‘nin geçmişine kaç oyundur ilk defa gidiyoruz mesela. Oyuncular karakterlerin geçmişlerini de görünce onlarla daha da kışkırtıcı bir özdeşim kuruyor ve oyunu oynamak bu sayede daha lezzetli bir deneyime dönüşüyor söz gelimi.
Buradaki geçmişe dönüş, ilham perisi sönen bir senaristin anlatacak bir şey kalmadığından döndüğü geçmiş değil. Bilakis aslında öykü bugünde geçiyor ancak ara ara oynadığımız geçmiş yıllara ait bölümler hem bugünün anlatısını tamamlıyor hem de sinematik olarak çok estetik anlar yaşatıyor.
Uncharted 3 Drake’s Deception’ın Öyküsü
Sürpriz bozmadan anlatalım. Uncharted 3 Drake’s Deception’a, yirmi sene evvel Nathan Drake ile Sally‘nin dost olmasını sağlayan bir obje ve devamını bulamadıkları bir define öyküsüyle başlıyoruz.
Oyunun başlarında yıllardır gündelik kıyafetlerle görmeye alıştığımız Nathan ve Sally’yi, takım elbiseler içinde görmek, Polat Alemdar’la Süleyman Çakır’ı görmek gibiydi. Tabi sonra girdikleri aksiyonla daha çok James Bond’a benzediler ama klişe taraflarına rağmen oyunun başlangıcı sağlam twistiyle bir anda oyuncuyu içine alan nitelikteydi.
Ekibimiz bu sefer eski çıktığımız Chloe ve onun arkadaşı Charlie Cutter’la genişlemiş. Özellikle kel reyiz Charlie Cutter’ı hayli beğendiğimi ve yeni bir karakter olmasına rağmen ısınmakta hiç zorlanmadığımı söylemeliyim.
Bu ekiple birlikte Londra’dan, yeraltı mahzenlerine, oradan Suriye’ye koşturup duruyoruz. Nihayetinde çölün ortasında saklı bir kenti aramaya başladığımız bu tempoda eski oyunlardan da bildiğimiz üzere biricik aşkımız canım Elena Fisher’la da tekrar karşılaşıyor ve onunla olan bağımızın da iyice derinleştiğine tanık oluyoruz (Sonunu söylemeyim heyecanı kaçmasın şimdi).
Peki Uncharted 3’ü Oynamak İçin Önceki Oyunları Bitirmiş Olmak Gerekir mi?
Oyundan keyif almanız ve oynamanız için önceki oyunları bitirmiş olmanıza gerek yok ama önceki oyunları bitirmenin Uncharted 3 Drake Deception’dan aldığınız keyfi artıracağı bir gerçek.
Uncharted 3 Drake’s Deception Genel Değerlendirme
Oyun bugüne kadar oynadığım aksiyonu en yüksek Uncharted oyunlarından biri. Özellikle çölde ve korsanlarla dolu kayalıklarda geçirdiğimiz sahneler estetik bir şaheser. Tablosunu yaptırıp salonumuza assak sırıtmaz.
Dövüş mekaniği anlamında önceki oyunun üzerine koymuşlar. Dilerseniz daha fazla gizlilik odaklı gitmenizin önünü açmışlar.
James Bond ve türevi filmlere yapılan anıştırmalar hoş olmuş. Yalnızca senaryonun tek bir yerinde birilerinden kaçarken şans eseri gizli geçidi bulmaları anlamsız ve gereksiz bir kurgu hatası olarak görünüyor ama bu kadar da olur artık diyorum. Ayrıca bu tesadüf eseri bulunan gizli geçidin de altı kolaylıkla görülebilecek ızgara biçiminde dev bir logar kapağı olması da garip ama ne diyeyim artık anlatmak istedikleri bir şey vardır herhalde.
Bunlar ufak tefek şeyler, işin tuzu biberi… Yoksa Uncharted 3 Drake’s Deception benim oynadığım en iyi Uncharted oyunlarından biri. Uçak sahnesinden, aşk sahnesine, öykü anlatma biçiminden bunu teknik olarak ele alma biçimine kadar kusursuza çok yakın bir deneyim. Üzerinden geçen on bir yıla rağmen bugünkü heyecanla yeniden oynanabilecek müthiş bir şaheser.
Kaynaklar
https://evrimagaci.org/bilgisayar-oyunlari
https://voiceactorsplacesmediaandmore.com
Uncharted 3 Drake's Deception İncelemesi
Kısaca Görüşüm
Bugüne kadar çıkan aksiyonu en bol, bazı bölümleri sanat eseri niteliğinde muhteşem bir Uncharted oyunu.