Jason Schreier’in Kan, Ter ve Pikseller kitabının incelemesini buradan dinleyebilirsiniz.
İçerik Özeti:
Jason Schreier kimdir? Sorusuna yanıt verecek ve video oyunlarına tutkuyla bağlı insanların için Kan Ter ve Pikseller kitabını inceleyeceğiz.
Kan, Ter ve Pikseller, oyun dünyasının iç yüzüne kapı aralayan, oyun üretmenin milyar dolarlık bir şirket bile olsanız ne kadar zor ve karmaşık bir süreç olduğunu somutlayan, oyun geliştiricilerinin fazla mesailerle dolu yaşantılarına dayalı bir kitap. Jason Schreier, insan beğenisinin gittikçe inceldiği ve talepkar olduğu bir yüzyılda insanlara etkileşimli bir öykü deneyimletmek için teknolojinin ve sanatın ulaştığı sınırlarda gezinen bilgisayar oyunlarının ne gibi koşullarda, nelere kafa tutarak üretildiğini ortaya koyuyor.
Jason Schreier Kimdir?
Özellikle uluslararası basını yakından takip edenlerin bildiği üzere Jason Schreier, oyun dünyasının en başarılı gazetecilerinden biri. Bugüne kadar yaptığı haberler ve incelemelerle büyük beğeni toplamış saygın bir insan. Kariyerine yerel haberler yazarak başlamış, 2010 yılından sonra da özellikle rol yapma oyunları üzerine büyük yayın kuruluşlarında ve bloglarda kalem oynatmaya devam etmiş.
2011 yılındaysa oyun severlerin yakından tanıdığı web sitesi Kotaku’da video oyunları üzerine haber ve incelemeler kaleme almaya başlayan Schreier uzun bir süre Kotaku’da çalışmış ve içinde Rockstar gibi milyar dolarlık oyun şirketlerinin de bulunduğu birçok firmanın oyun geliştiricilerini fazla mesaiye zorladıkları hakkında haberler yapmış. Ardından bağımsız oyun geliştiricilerin öykülerini dünyaya tanıtıp bağımsız oyunlara olan ilginin artmasını sağlamış.
Ardından da yıllar süren oyun dünyası deneyimlerine ve yaptığı görüşmelere dayanarak Kan, Ter ve Pikseller adlı bir kitap yazmış.
Jason Schreier 2020 yılında Kataku’dan ayrıldı.
Kotaku’nun 2019’da el değiştirmesiyle 2020’de Kotaku’dan istifa eden Schreier, 2020’den beri de Bloomberg News’in oyun dünyasının nabzını tuttuğu içeriklerini üretiyor. Kotaku’daki arkadaşlarıyla da düzenli olarak Podcast yayınlarına devam ediyor. Her zaman çalıştığı işin yanında kendine özgü bağımsız işler de yapan Jason Schreier Kan Ter ve Pikseller’de de anlattığı üzere, oyun yapma konusunda Urquhart ile aynı şeyleri düşünüyor.
“Obsidian’ın CEO’su Feargus Urquhart’ın bana dediği gibi: “Bizler teknolojinin tam sınırındayız. Her şeyi durmadan daha ileri seviyeye taşıyoruz.” Urquhart oyun geliştirmenin tıpkı film çekmeye benzediğini ama her yeni projede sıfırdan bir kamera üretmek zorunda kaldığınızı söylüyor.”- sayfa 15
Hakan Günday’ın da Altın Koza film festivalinde film çekmeyi bir fabrikaya benzettiğini ancak bu fabrikanın yalnızca tek bir film ürettiğini her sinema filmi için yeniden bir fabrika kurulup fabrikanın tek bir film ürettikten sonra dağıldığını anlattığı söyleşiyi anımsıyorum. Sinema için bu böyle bir benzetmenin yapıldığı dünyada oyun üretmenin ne denli zor olduğunu anlatmaya gerek yok sanırım.
Kan Ter ve Pikseller
Fazla reklamı yapılan kitaplara çekinerek yaklaşırım. Kan Ter ve Pikseller kitabının da anlattığı konuların doğası gereği dijital reklamlarda fazlaca yer alması beni biraz kaygılandırdı ancak okuduğum kitaptan son derece memnun olduğumu belirteyim. Esin verici ve kolay okunabilen, özellikle bu işlere ilgi duyan gençleri yüreklendireceğini düşündüğüm bir kitap.
Kan Ter ve Pikseller Kitap Kapağı
Kan Ter ve Pikseller, birbirinden bağımsız 10 oyunun ortaya çıkma öykülerini ve yapılırken hangi aşamalardan geçtiğini anlatıyor. Kimi gizlilik sözleşmelerinden ötürü adını veremeyen onlarca insan da dahil tanınmış isimlerle de yapılan görüşmelerle zenginleştirilen kitap; Pillars of Eternity, Uncharted4, Stardew Valley, Diablo III, Halo Wars, Dragon Age: Inquisition, Shovel Knight, Destiny, the Witcher 3, ve bir türlü çıkamayan Star Wars 1313 gibi endüstride çizgiyi belirleyen oyunların zorluklarla dolu yaratım süreçlerini anlatıyor.
Tek kişinin beş yıl eve kapanıp geliştirdiği Stardew Valley, bugün Cyberpunk 2077 ile çokça konuşulan Polonyalı şirket CD Projekt Red’in aykırı doğuşu bilhassa ilham verici ve ilgi çekici. M. İhsan Tatari tarafından yapılan çevirinin de birkaç yazım hatası hariç oldukça iyi olduğunu söylemeliyim.
Özetle; Kan Ter ve Pikseller kitabına ilişkin son değerlendirmem, anlatılan oyunlar güncelliğini yitirse bile dönüp dönük bakılabilecek, oyun dünyasını bugüne kadar belki de ilk defa herkesin anlayabileceği düzeyde eğlenceli biçimde anlatabilen ve oyun sektörünün yirmi yıllık vesikasını sunan nitelikli bir iş olduğu yönünde.
NOT: Oyun incelemelerinde sıklıkla fiyat performans karşılaştırması yapılır. Bu kitaplar için doğru olmayan bir yöntem ama kitabı Kidega’dan %50 indirim ve Enpara’nın iade kampanyasıyla hayli uygun bir rakama aldığımı da eklemek isterim. Arada insanın çağdaş ve zorlayıcı anlatılardan kafasını kaldırıp böyle ilham verici, ilgi alanına dönük kitaplara da bakması gerekiyor bence.