Grand Theft Auto 4 Episodes From Liberty City İncelemesi

Grand Theft Auto Episodes From Liberty City oyununun incelemesinin buradan dinleyebilirsiniz.

İçerik Özeti

Yazıda artık GTA IV Complete Edition adıyla satılan Grand Theft Auto Episodes From Liberty City genişleme paketini ve The Lost and Damned ve The Ballad of Gay Tony adlı iki öyküsünü inceleyeceğiz.

Oyun Hakkında Bilgiler

Geliştirici: Rockstar North
Yayıncı: Rockstar Games
Motor: RAGE
Platform: Xbox, PlayStation, Microsoft Windows
Çıkış: 29 Ekim 2009
Tür: Aksiyon Macera
Mod: Tek oyunculu oyun

Daha önce Maiotik‘te oyun incelemeleri yazıyordum. Orayı ya da burayı takip edenler bilirler ben sıkı bir açık dünya hayranıyım. En leşinden en niteliklisine piyasadaki açık dünya oyunların birçoğunu oynadım.

Episodes From Liberty City artık GTA IV Complete Edition adıyla satılıyor.

Oynamadığım pek açık dünya oyunu kalmayınca eski oyunlara göz gezdirmeye başladım ve GTA IV‘ün Episodes From Liberty City adı altında yayımlanan iki öykülük genişleme paketine dadandım.

Yıllar sonra GTA IV evreninde geçen bir öykü deneyimleyeceğim için mutlulukla artık “Episodes From Liberty City” adıyla değil “GTA IV Complete Edition” adıyla satılan versiyonu indirdim (öykü paketlerini oynamak için Complete Edition’a sahip olmanın yeterli olduğunu bir daha baştan GTA IV’ü almanız gerekmediğini de belirtelim).

İncelemeyi iki öykü için de ayrı ayrı yorumlayarak yapacağım ama genel itibariyle oynanış ve atmosferden söz etmenin yerinde olduğunu düşünüyorum. İlk olarak GTA evrenini gerçekten inanılmaz özlediğimi duyumsadım. O muhteşem öyküleri GTA’nın açık dünyasında deneyimlemek gerçekten başka bir duygu. Rockstar hala GTA V‘ten para kazandığı için elini pek çabuk tutmuyor ama GTA IV’ü oynarken yeni bir GTA’yı sabırsızlıkla beklediğimi hissettim. Eğer Rockstar bu kadar ağırdan alacaksa açsınlar eski oyunlarının kaynak kodlarını ya da uygun fiyata versinler butik oyun şirketlerine insanlar üzerine yeni öykü paketleri geliştirip geliştirip satsınlar. GTA’sız kalmayalım yani mümkünse.

GTA Episodes From Liberty City

Yıllar sonra GTA IV oynamanın en güzel taraflarından biri de zamanında parasızlıktan ultraya çekemediğimiz ayarları artık giriş seviyesi bir bilgisayarla bile ultrada oynamak sevgili okur. Nadiren de olsa kronikleştiği üzere ani FPS düşmeleri, yavaş animasyonlar, geç yüklenen bina kaplamaları var ama oyun deneyimini kötü etkilemiyor tabi bunlar.

The Lost and Damned’da bir motorcu çetesinin öyküsüne tanık oluyoruz.

Dikkatimi çeken diğer şeylerden biri Episodes From Liberty City’de GTA IV’e göre polislerden kurtulmak daha kolay sanırım. Ya da biz büyüdük ve şu an kolay geliyor ama bilemiyorum. Böyle bir izlenime kapıldım ben. Ayrıca Episodes From Liberty City’de taksicilik ya da polislik gibi meslekler yapmak da olanaklı değil.

Gelelim Episodes From Liberty City’nin sunduğu iki güzel öyküye. Öncelikle GTA IV’ün ana öyküsünün ve Episodes From Liberty City’deki iki öykünün aynı Sevgi Soysal‘ın Yenişehir’de Bir Öğle Vakti romanındaki gibi birbirlerine değdiğini, birbirlerinin açıkta kalan yanlarını kapattığını ve hem birbirinden ayrık hem de bütüncül bir kent hikayesi karşımıza çıkardığını belirtelim. Böylece kentteki çetelerin ucundan kıyısından birbirlerine dokunduğu muazzam bir atmosfer oluşturulmuş.

İki öyküde de hem Amerikan rüyasını yaşamak için Amerika’ya gelmiş Niko Bellic’le hem de onun şerefsiz taksici kuzeni Roman Bellic’le karşılaşıyoruz. Hatta Roman Bellic’in The Ballad Of Gay Tony öyküsünde gece kulübüne girmeye çalıştığı sahne beni hayli gülümsetti.

The Lost And Damned

The Lost And Damned, eski Amerikan filmleri tadında bir öykü. Oyunda bir motorcu çetesinin yaşamına tanık oluyoruz. Öykü, The Lost adındaki motorcu çetesinin lideri Billy’in hapishaneden çıkması ve adete delirmiş gibi farklı çetelere sataşıp, uyuşturucu dahil tüm yasadışı işlere bulaşmasıyla başlıyor. Öykü boyunca yöneteceğimiz ana karakterimiz Jhonny ise Billy içerdeyken onun zorluk çekmemesi için çabalamış ancak Billy’in dışarı çıkmasıyla takındığı tavır yüzünden ondan uzaklaşmış ama çete içinde saygın bir isim.

Öykü çetenin işlerini toparlamak ve Billy’le hesaplaşmakla devam ediyor. Atmosfer olarak GTA öykülerine göre biraz daha koyu bir atmosfere sahip ve genel kitleye seslenmiyor, eğlenceli yanı daha az ama ben öyküyü ve yaşattığı deneyimi beğendiğimi söyleyebilirim.

[su_spoiler title=”Sürpriz Bozan”]Ayrıca oyunda çetenin takıldığı benim içeri girmeyi bile kafamın götürmediği bir bar var ki resmen yak beni diye bağırıyordu. Sonunda da güzelce yaktık zaten barı rahatladım. İyi oldu.[/su_spoiler]

The Ballad Of Gay Tony

Bana sorarsanız Episodes From Liberty City’nin en güzel öyküsü bu. Diğer öyküye göre daha canlı ve dinamik bir anlatımı olan The Ballad of Gay Tony’de Luis adında 17 yaşında kız kardeşine taciz edenleri sıkıştırdığı için hapse girip çıkmış bir elemanın gece kulübü sahibi gay patronuyla başlarından geçen olayları deneyimliyoruz.

Elbette öykümüzün bireysel bir yanı da var ve gittikçe Luis’in öyküsü derinleşiyor ancak çokça olan Helikopter bölümlerinde insan Luis’in helikopter sürmeyi öğrendiği bir geçmişe de sahip olması gerektiğini en azından bir diyalogta kısa bir karakter geçmişlendirme ile bu sorunun çözülebileceğini düşünüyor.

The Ballad Of Gay Tony daha canlı ve eğlenceli bir öykü deneyimi sunuyor.

Evet helikopter bölümü çok. Ancak bu GTA Vice City’deki gibi lanetli helikopter bölümlerine benzemiyor. En fazla birkaç denemede geçilebilen bölümler bunlar.

GTA IV Episodes From Liberty City Genel Değerlendirme

Rockstar, hakkında çıkan ağır koşullarda çalışma ve benzeri dedikodulara rağmen sanırım oyun dünyasının en saygın birkaç şirketinden biri. Milyar dolarlık bu şirketin çıkardığı oyunların öyküleri her zaman muhteşem oluyor. Aslında bir çok öyküsünde temel sistem aynı. Yola bir adamın altında başla! Sadık bir adam ol! Kendi hesabını gör! Büyü ve yüksel! Aynı şeyi tüm GTA serilerinde ve RDR serilerinde görmek olanaklı. Bu senaryo sistemi bence hayli iyi. Hem oyuncunun özdeşim kurabilmesini kolaylaştırıyor hem de temiz strest attırıyor.

The Ballad of Gay Tony’den oyun içi bir görüntü.

Ancak genel olarak The Ballad of Gay Tony her ne kadar daha canlı dursa da kentin en canlı ve hareketli alanlarında bile neredeyse hiç araba ya da insan olmadığını gördüm. İki oyunda da çevre bana hayli cansız ve etkileşimsiz geldi. Belki yıllar sonra oynayıp bugünün gözüyle baktığım için artık oyunlardan beklentilerimiz bambaşka olduğu için böyle hissettim ama çevre gerçekten cansız geldi bana. Belki bilinçli bir seçimdir. Bilemem.

Bir dahaki incelemede görüşene dek kendine iyi bak sevgili okur.

Kaynaklar

https://maiotik.com/sevgi-soysal-yenisehirde-bir-ogle-vakti/

https://kotaku.com/we-were-working-100-hour-weeks-red-dead-redemption-2-h-1829758281