Watch Dogs Legion’ın Bloodline DLC incelemesini buradan dinleyebilirsiniz.
İçerik Özeti
İçerikte Watch Dogs’un pek de beğenilmeyen oyunu Legion’un ana oyundan daha iyi olan Aiden Pearce’li Bloodline DLC’sini inceleyeceğiz.
Oyun Hakkında Bilgiler
Geliştirici: Ubisoft Toronto
Yayımcı: Ubisoft
Platformlar: Microsoft Windows, Xbox Series X/S, PlayStation 5, Xbox One, PlayStation 4
Çıkış: 29 Ekim 2020
Tür: Aksiyon-macera
Modlar: Tek oyunculu, çok oyunculu
Oyuncular Ubisoft’u her ne kadar birbirine benzer oyunlar yapmakla, bir yerden bir yere gitmeyi işkence haline getiren kötü araç mekanikleri ve sırf oyun süresini uzatmak için birbirinden uzak yerlere konmuş konumlarla dolu açık dünya formatıyla eleştirseler de oyun dünyasında bu kadar sık bu kadar büyük bütçeli AAA oyun üretebilen pek şirket de yok.
O yüzden ben Ubisoft’u asla devrimsel bir oyun üretmese de çalışan mekanikler üzerine kurulu, bir öykü anlatan ve oyuncunun zaman geçirmesini, oyunsuz kalmamasını sağlayan iyi oyunlar üreten bir firma olarak değerlendiriyorum.
Son oyunları Far Cry 6 da mesela Metacritic’te oyuncular tarafından hiç beğenilmedi ama bence fena değildi. Tom Clancy’s evreninin açık dünya versiyonları da her ne kadar birbirinin tekrarı bölümler içerse de bu bölümleri oynamak hoşuma gittiği için beni sıkmamıştı. Hayli de başarılı bulmuştum.
Ancak bütün bu iyimserliğime rağmen Watch Dogs’un üçüncü oyunu Legion’u beğenememiştim. Aslında Ubisoft’tan beklenmeyecek bir cesaretle gördüğümüz her NPC’yi takımımıza ekleyebilme gibi devrimsel özellikler vardı. Hatta kimi zaman bu NPC’leri takımımıza katmak için onlara küçük iyilikler yapmamız, sağda solda kalan paralarını almamız ya da tedavisi için hasta aile üyelerine gerekli evrakları sağlamamız falan gerekiyordu. Ancak çok hoş olan bu fikrin üzerine belki aşırı gidildiği için belki de fikir birkaç bölüm dışında ana öykünün ilerleyişine çok katkı sunmadığı için anlamsız duruyordu. Oyunun en temel dinamiği olarak belirlenip pazarlanan NPC’leri ekibimize dahil etme işi iyiydi ama üzerinde fazla durulmuştu ve bu güzel fikir senaryoya doğru eklemlenemediği için tutmamıştı.
Watch Dogs Serisinin Öyküsü
Watch Dogs’un Öyküsü
Watch Dogs’un ilk oyunun öyküsü kökünü gerçeklerden alan koyu bir öyküydü. Biliyorsunuz 2003 yılında Amerika’da gerçekten de 55 milyon insanın etkilendiği büyük çaplı bir elektrik kesintisi olmuştu. 8’e yakın eyaletin elektrikleri 6 saat boyunca tamamen gitmiş kimi yerlere ise 2 gün boyunca elektrik verilememişti.
Olaydan sonra açılan soruşturmadaysa bunun elektrik dağıtım merkezindeki bir yazılım hatasından kaynaklandığı anlaşılmıştı. İşte Watch Dogs’un ilk oyunu bu elektrik kesintisi sonrasındaki olayları konu alıyordu. Ancak Watch Dogs da bu kesintinin nedeni bir yazılım hatası değil bir hackti. Oyunda bu hack saldırısının bir daha yaşanmaması için eyaletler; su, elektrik, internet, telefon ve güvenlik altyapılarını CtOS adını verdikleri tek bir yazılıma bağlıyorlardı.
Oyundaki kahramanımız Aiden Pearce, CtOS’taki açıkları kullanarak CtOS’a bağlı dilediği cihazdaki dilediği veriye kolaylıkla ulaşabiliyordu. Hatta bu sayede ortağıyla büyük de bir soygun işine kalkışıyorlardı fakat bu planı gerçekleştirirken şehirde kendisi gibi sisteme müdahale edebilen başka hackerlar da olduğunu öğreniyor ve ailesini de tehlikeye atıyordu. Hatta bu nedenle yeğeninin ölümüne neden oluyor ve kendini asla affetmiyordu.
Oyun gerçekten hem atmosferi hem de öyküsüyle tam anlamıyla karanlık bir deneyim sunuyordu.
Watch Dogs 2’nin Öyküsü
İlk oyun çok sevilmesine rağmen Ubisoft’tan devam oyununa ilişkin uzunca bir açıklama gelmedi. Ancak sessiz geçen yıllarla oyuncular tam yeni bir Watch Dogs oyunundan beklentiyi kesmişken Ubisoft, Watch Dogs 2’yi açıkladı.. Ancak bu sefer ilk oyundaki kadar koyu bir atmosfer yoktu ve kendilerine DedSec diyen bağımsız bir hacker grubun itibar kazanmak ve kötülüklere engel olmak için yaptığı işleri konu alıyordu.
Ubisoft, Watch Dogs’un ilk oyunundaki bazı elementleri korusa da bir çok şeyi fazla değiştirmiş ama hafif ve eğlenceli yapısıyla gene de oynamaktan keyif aldığımız bir oyun üretebilmeyi başarmıştı. Özellikle Wrench karakteri gerçekten diyaloglarını takip etmesi bile keyif veren bir karakterdi.
Uzun bir bekleyiş daha oldu ve sonunda Watch Dogs Legion’un çıkacağı ilan edildi.
Watch Dogs Legion’ın Öyküsü
Oyunumuz Watch Dogs 2’den tanıdığımız DedSec grubu etrafında gerçekleşiyor. Bu sefer mekanımız Londra ve evet maalesef trafik sağdan akıyor. Buna alışmak gerçekten güç.
Londra’da karanlık güçler tarafından Zero Day adı verilen bir patlama gerçekleştiriliyor. Aslında DedSec buna engel olmaya çalışırken bir anda kendini olayların sorumlusu pozisyonunda bulunuyor ve terör örgütü olarak ilan ediliyor. Ana kahramanımızsa DedSec’in suçsuz olduğunu ve işin arkasında gerçekten kim olduğunu ortaya çıkarmaya çalışıyor.
Sonunda bu işi yapanların insanların zihinlerini manipüle etme gücü olan bir alet tasarladıkları ve tüm insanlığı kontrol etmeye çalıştıklarını öğreniyorduk.
Bakalım bu oyun için çıkarılmış DLC ne anlatıyor?
Watch Dogs Legion: Bloodline DLC’sinin Öyküsü
Watch Dogs Legion’ın Bloodline DLC’si ise Londra’nın bombalanmasından önce gerçekleşen olayları konu alıyor. Legion’da anlatıldığı üzere insanların zihnini manipüle edecek teknolojinin gelişmesi ve insanlara yayılması için gerekli, aslında iyi niyetle ortaya konmuş, tedavilerde kullanılabilecek bir beyin görüntüleme ve iletişim aygıtı olan BrocaBridge adında bir teknoloji var. Watch Dogs 2’den tanıdığımız Wrench olacakları sanki önceden tahmin ederek olası bir kötü sonuçla karşılaşılmaması için bu teknolojiye el koyuyor ve kötülüklere engel olmaya çalışıyor.
Ancak bu sefer işe ilk oyundan da tanıdığımız Aiden Pearce de dahil oluyor. Yeğeninin ölmediğini öğrenen Aiden onu korumak için BrocaBridge’e sahip olmak isteyen kötü adamlarla bir anlaşma yapmak ve Wrench’e karşı savaşmak zorunda kalıyor. Sonra kader Wrench’i ve Aiden Pearce’i aynı amaç uğruna savaşırken birleştiriyor.
Watch Dogs Legion Bloodline DLC’sinin Genel Değerlendirmesi
Bu sefer öykü, Watch Dogs’un ilk oyununa yaraşır bir biçimde aradaki oyunlara nazaran daha koyu bir atmosfere sahip. NPC’leri takımımıza dahil etme işi burada yok. Bu durum oldukça iyi olmuş.
Öyküyü takip etmek diğer oyunlara göre daha kolay.
Oyunda hem Aiden Pearce’i hem de Wrench’i oynamanıza olanak tanıyan bir öykü anlatımı var. Bu karakter değişimi hiç sırıtmıyor ve işler öykünün gerektirdiği biçimde ilerliyor. Özellikle Wrench’le oynamanın çok eğlenceli olduğunu belirtebiliriz.
Bazı yerlerde, kilit açma gibi animasyonlar bir iki saniye geriden geliyor ama bu, oyunun temposunu düşüren bir soruna yol açmıyor. Ancak belki de benim sistemim nedeniyle şu devirde olması gerekenden daha uzun süren yükleme ekranları özellikle oyun açılırken insanı biraz üzüyor.
Bunun dışında Watch Dogs serisinin genel olarak önemli bir yere parmak bastığını düşünüyorum. Oyunda anlatılanlar her ne kadar fantastik gelse de aslında birçoğu temelinde bilimsel gerçeklere dayalı olaylar. Watch Dogs bir fanteziden ziyade neredeyse bir bilim kurgu niteliği taşıyor.
Söz gelimi bilgisayar fanının titreşimi ya da çıkardığı sesle bile kişisel veri sızdırılmasının olanaklı olduğu ortaya çıkmış durumda. Şuradan detaylarını okuyabilirsiniz.
Tüm bunlarla birlikte Watch Dogs Legion’ın Bloodline DLC’si benim serinin başlangıcına uygun bulduğum, özlediğim Watch Dogs öyküsünü anlatan, Watch Dogs Legion’un aşırı ve gereksiz detaylarını üzerinden atmış güzel bir öykü vadediyor.
Özelikle Ubisoft’un indirimle oyun verdiği şu yaz günlerinde alınıp deneyimlenmesini tavsiye ederim.
Kaynaklar
https://oyunyorumlar.com/far-cry-6
https://www.metacritic.com/game/
https://maiotik.com/fan-titresimiyle
Watch Dogs Legion Bloodline DLC İncelemesi
Kısaca Görüşüm
Watch Dogs Legion’ın Bloodline DLC’si Watch Dogs’ın ruhuna ana oyundan daha çok uyum sağlayan bir genişleme paketi. Legion’daki aşırılıklar ve gereksiz eklemeler yok edilmiş ve oyun güzel bir öykü deneyimletir hale sonunda ulaşmış. Özellikle Watch Dogs oyuncularına almalarını tavsiye ederim.